DUYU BÜTÜNLEME NEDİR?
Duyu bütünleme, vücudumuzdan ve çevreden alınan duyu bilgisinin alınıp, anlamlandırılıp buna uygun davranışın oluşturulmasıdır.
Duyu bütünleme teorisi; çevremizle olan etkileşimimizde vücudumuzu etkili bir şekilde kullanabilmemizi sağlamak için, vücudumuz ve çevremizden gelen duyuları yöneten nörolojik bir süreçtir. Beyin bu işlemi günlük yaşam aktivitelerinde kullanır.
Duyu bütünleme bir başka deyişle; duyu deneyimlerimize verilen anlamlı ve amaca yönelik cevaplar oluşturmak için; vücuttan ve çevreden alınan duyu bilgisinin anlamlandırılmasıdır.
Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için anlamlı aktivite ile beyni geliştirerek duyusal motor gelişimi sağlamaktır. Duyusal motor gelişim için bireyin çevre ile iletişim halinde olması gereklidir. Doğru iletişim beyin gelişimini şekillendirdiği ve sinir sisteminin değişme kapasitesini (plastisite) sağladığı için duyu bütünleme tedavisinde anlamlı duyu-motor aktivite önemlidir.
Duyu Bütünleme Terapisinin Prensipleri Nelerdir?
Duyu bütünleme teorisine göre; öğrenme beynin bir fonksiyonudur ve öğrenme güçlükleri sinir sistemi fonksiyonlarında sapmayı gösterir. Öğrenme güçlüğü olan bireylerin motor ve duyusal problemleri vardır; duyu bilgilerinin algılanması ve bütünleştirilmesinde zorluk çekerler. Duyusal uyaranları bütünleştirememe davranışsal ve öğrenme problemlerine neden olur. Bu durum “Duyu Bütünleme Bozukluğu” olarak tanımlanır.
Duyu Bütünleme Yaklaşımı; öğrenme güçlüğüne olan diğer yaklaşımlardan farklı olarak standart beceri çalıştırmaz. Beynin anlama, algılama ve motor planlama kapasitesini arttırma yolunu hedefler.
Duyu Bütünleme Bozukluğu Kimlerde Görülür?
Yaygın Görülen Duyu Bütünleme Bozuklukları Nelerdir?
Duyu Bütünleme Bozuklukları Nasıl Tedavi Edilir?
Terapi öncesi duyu bütünleme problemleri; duyusal sistemler göz önünde bulunarak duyu işlemleme problemleri ve bu problemlerin günlük yaşam aktivitelerine etkileri değerlendirilir.
Terapide ilk olarak çocuğun içsel motivasyonun dengede olması, aktif katılması ve uyaranları tolere edebilir halde olması gerekir. Çocuğun aktif katılması her zaman öğrenmeyi kolaylaştırır. İletişim ve oyun süresince öğrendiği bilgileri günlük yaşam aktivitelerine kolay adapte eder.
Duyusal uyaranlar her zaman çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre duyusal stratejiler kullanılarak planlanır ve uygun duyusal diyet seçilir. Her çocuk birbirinden farklı olduğu gibi farklı duyusal özellikler gösterir. Bu yüzden farklı müdahale planları içerir.
Tedavinin evde de etkin bir şekilde sürdürülmesi için aileye eğitim verilir ve yine çocuğun duyusal özelliklerine göre ev, okul ve oyun ortamı düzenlemesi yapılır.